Psikolog Ayşegül PAKSOY Salgın Günlerinde Stres ve Başetme Önerilerinde Bulundu....
28 Nisan 2020





COVİD-19 SÜRECİNDE STRES VE BAŞ ETME YÖNTEMLERİ

Dünya Sağlık Örgütü’nün pandemi olarak kabul ettiği covid-19 hastalığından korunmak için yapılması gerekenleri uzmanlar aracılığıyla öğrenmiş bulunmaktayız. Almış olduğumuz bireysel ve toplumsal tedbirler günlük yaşam rutinimizi oldukça etkiledi hatta bambaşka bir hal aldı. Günlük yaşam kalitesi, işlevselliği ve verimliliği ruh sağlığı açısından önemli kriterlerdir. Bu salgın sürecinde çoğu alışkanlığımızı değiştirmek ve yeni yaşantılara alışabilmek zorunda kalıyoruz. Bunlarla birlikte belirsizliklerle dolu bir süreci yaşıyoruz. Yaşamdaki varlığımızı tehdit eden, planlarımızı değiştirmemize sebep olan bu durumda korkularımızın, kaygılarımızın, stres tepkilerimizin varlığına alışmamız ve bu durumun normal olduğunu kabul etmemiz gerekiyor. Kaygı, korku ve stres toplumda birbiri yerine kullanılan kelimeler olsa da birbirinden ayrılan net yönleri vardır. Öncelikle bu kelimelerin anlamlarını tam olarak bilirsek vücudumuzda hissettiğimiz o duyguyu ya da belirtiyi daha kolay tanıma imkânı buluruz. Korku, bir durum, nesne veya olaya karşı hissedilen temel duygularımızdan biridir. Kaygı ise korkudan farklı olarak nedeni belli olmayan, somut bir tehlike olmamasına karşın kişinin yaşadığı huzursuzluk ve tedirginlik halidir. Korkulan kaynak ortadan kalktığında korku kendiğinden sona ererken kaygıda böyle bir durum söz konusu değildir.  Çünkü kaygıda somut olarak bir şeye karşı hissedilen durum değil, beklentilerimiz söz konusudur. Stres ise kişinin iç ve dış uyaranlar karşısında bedensel ve ruhsal yapısında meydana gelen zorlanmalardır. Halen devam etmekte olan pandemi sürecinde bu üç kavramı oldukça sık duyabiliriz, kullanabiliriz ve yaşayabiliriz. Bu bahsettiğim temel duygu ve zorlanmalar insan yaşamının devamlılığı ve varoluşsal olarak önemli kavramlardır. Vücudumuzun tehlikeli bir durum karşısında “savaş ya da kaç” tepkisini vermesi, geleceğimiz için aldığımız önemli kararlarda kaygılı hissetmemiz korku ve kaygının yaşamımız için ne kadar gerekli olduğunu gösterebilecek basit örneklerdendir. Peki, bu normal sayılan kaygı düzeyi ve stres belirtileri ne zaman bizlere zarar vermeye başlar? Bu noktada öncelikle stres belirtileri nelerdir bunlardan bahsetmek gerekir. Stres belirtileri fiziksel, davranışsal, ve psikolojik olmak üzere üç başlık altında toplanabilir. Fiziksel stres belirtileri: baş ağrısı, terleme, titreme hızlı soluk alıp verme. Psikolojik stres belirtileri: kaygı, endişe, korku ve diğer duygusal değişimler. Davranışsal stres belirtileri: geri çekilme, kabullenme, karşı koyma, alkol ve madde kullanımında artış ya da başlama sayılabilmektedir. Unutkanlık, karar vermede güçlük, odaklanamamak, çeşitli konular arasında bağlantı kurma güçlüğü, takıntılı düşünceler de aslında zihinsel olarak stres belirtilerini gösterdiğimizin kanıtı sayılabilir. Fakat bahsettiğim bu belirtileri ne düzeyde yaşadığımız önemli olan çünkü var olan stresörü yorumlamamız yaş, cinsiyet, sosyoekonomik düzey, deneyim, beklenti, inanç, kişilik yapısı gibi birçok faktörden etkilenir. Örnek vermek gerekirse saldırgan, rekabetçi, sabırsız, birden fazla işi aynı anda yürütmeye çalışan ve zamanla yarışan “A tipi kişilikler” tutum ve özellikleri açısından stres araştırmalarında sıkça karşımıza çıkmaktadır. Bu nedenle sıradan olayları bile stresli bir durum olarak algılayabildikleri ve daha fazla stres yaşayabildikleri için bu kişilerin strese karşı dirençlerinin az olduğu ileri sürülmektedir. Bu sebepledir ki aynı stresöre bireyler farklı tepkiler vermektedir. Yukarıda bahsettiğim kaygı ve stres tepkileri bize ne zaman zarar verir sorusuna gelecek olursak şöyledir ki; kişinin günlük yaşamındaki işlevselliği bozulmaya başlamışsa eğer, “Evet artık bu hissettiğim kaygı bana yararlı değil zararlı olmaya başladı.” diyebilir. Peki, işlevselliğin düşmesi nedir? Kişinin uyku problemleri yaşamaya başlaması, iştah azalması ya da artması gibi durumlar söz konusu olduğunda günlük rutinlerini devam ettiremez hale geldiğinde artık bir uzmandan yardım alması gerekmektedir. Bunun için sağlık bakanlığının iller bazında oluşturmuş olduğu sosyal destek hatları ilk aşama olarak başvurulmasında fayda olan kaynaklardır.

Bizlerin bireysel olarak yapabileceklerinden de bahsetmek istiyorum fakat öncesinde ne yapmamamız gerekiyor bundan söz etmekte fayda var. Bizim duygularımız, düşüncelerimiz ve davranışlarımız birbirinden etkilenen süreçlerdir. Bu sebepledir ki davranışlarımızda değişiklik yapmak istersek önce düşüncelerimize odaklanmamız gerekir. Günlük hayatımızda da fark etmeden yaptığımız düşünce hataları ve bunların sonucunda meydana gelen işlevsel olmayan davranış türleri ve baş etme yöntemleri bizi bu dönemde de olumsuz etkilemektedir. Bahsettiğim düşünce hatalarına örnek vermem gerekirse: Ya hep ya hiç tarzı düşünme, felaketleştirme, kişiselleştirme, aşırı genelleme, olumluyu yok sayma, seçici soyutlama, aşırı büyütme ya da küçültme ve duygusal çıkarsama sayılabilir. 

Bireysel olarak neler yapabiliriz noktasında değinmek istediğim durumlar ise şu şekilde: Öncelikle yaşadığımız salgın hastalık durumunun bizlerde yaratmış olduğu kaygı durumunu yok saymadan normal olduğunu kabul etmemiz gerekiyor. Yaşadığımız bedensel ve ruhsal zorlanmaları sevdiklerimizle paylaşmaktan çekinmemeliyiz. Sosyal izolasyonun öneminin hepimiz farkındayız ama teknolojik cihazları kullanarak sevdiklerimizle iletişim halinde olmamızda fayda var mutlaka. Gün içinde doğru kaynaklardan yeterli düzeyde bilgi edinin ve sohbetlerinizin konusunun sadece covid-19 olmasına izin vermeyin. Fiziksel sağlığınıza, uyku düzeninize, doğru beslenme alışkanlıklarını kazanmaya ya da devam etmeye çabalamalısınız çünkü ruhsal ve bedensel sağlık bir bütündür. Yeni hobiler edinmeye çalışın ve yaratıcılığınıza güvenin. Düzenli egzersiz yapabilirsiniz. Zamanım olsa yapardım dediğiniz şeyleri düşünün ve bunlar için çabalayın. Daha önce stresli bir durumla karşılaştığınızda işlevsel olduğunu düşündüğünüz ve üstesinden gelmenize yardımcı olan o baş etme mekanizmanızın farkına varın ki bu süreçte de kaygılarınıza başa çıkmada tanıdık olan yolları kullanın. 
Sağlıklı günler.